İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Davaları
İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklı uyuşmazlıkları çözmekle görevli mahkemeler iş mahkemeleridir. İş hukuku davaları temelde iki dava türünün başlığı altında sınıflandırılabilir. Bu dava türleri ise işçi alacakları davası ile iş kazası davalarıdır. İşçi alacakları ise feshe bağlı olup olmamasına göre sınıflandırılmaktadır. Feshe bağlı işçi alacaklarında iş sözleşmesinin bitiminden sonra kıdem tazminatı davası, ihbar tazminatı davası, yıllık izin ücreti alacağı davası, kötü niyet tazminatı davası gibi hukuki yollar ile hak kazanılan alacaklar talep edilebilir. Feshe bağlı olmayan işçi alacakları ise iş özleşmenin sona ermesinden önce de talep edilen alacaklar olup ücret, fazla mesai ücreti, bayram tatili ücreti, haftalık tatil ücreti gibi ücretler olup işçi alacakları davası ile talep edilirler. Ayrıca iş güvenliği kapsamına giren işçilerin işveren tarafından tek taraflı ve haksız nedenlerle veya nedensiz olarak sözleşmesinin feshedilmesi durumunda işe iade davası açılabilmesi de mümkündür. Sigortalı işyerinde bulunuyor iken ortaya çıkan ve sigortalı çalışanı o anda veya daha sonradan bedensel veya ruhsal olarak engelli hale getiren olaylar, iş kazası olarak adlandırılır. İş kazası 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda tanımlanmıştır. İş kazalarından kaynaklı tazminat talepleri ile tespit davaları da iş mahkemelerinde açılmaktadır. İş hukuku davaları teknik, uzmanlaşma gerektiren, çoğu zaman yüksek yargı kararları ve içtihatlar ile şekillenebilen özel hukuk davalarıdır. Ayrıca, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında ise dava şartı arabuluculuk uygulanmaz. Bunun yanında iş hukuku ile iç içe olan sosyal güvenlik hukuku kişiyi hayatı boyunca iş kazası, meslek hastalığı, anne olma durumu, sakatlık yaşlılık, ölüm, işsizlik, evlenme gibi risklere karşı korumayı amaçlamaktadır. Sosyal güvenlik, belirtilen bu riskler nedeniyle kısmen ya da tamamen çalışamaz duruma düşen ve bu nedenle gelir kaybına uğrayan ve muhtaç duruma düşenlere, insan onuruna yaraşır asgari bir hayat sürmelerini sağlayacak ölçüde gelir sağlamayı amaçlar. Hastalık ya da sakatlık nedeniyle çalışma gücünü kaybeden kişilere gerekli sağlık yardımlarında bulunur. Devletin bu yardımından yararlanmak için yapılan başvurularda kurum ile kişi arasında çıkan uyuşmazlıklar ise iş ve sosyal güvenlik hukuku kapsamında adli ve idari mahkemelerde çözülmektedir. Ancak bazı durumlarda Zamanaşımı, yetki, usul vb. hususlarda da iş hukuku davaları birçok kendine özgü özel durum içermesi sebebi ile uyuşmazlık sürecinde uzman iş hukuku avukatından destek almanız hak kaybına uğramamanız açısından faydalı olacaktır.

